YARGITAY KARARI – ADLİ BELGE İNCELEME – Kesin Kanaat İçermeyen Rapor – Eksik İnceleme
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 26.01.2017 tarih, 2016/9127 Esas ve 2017/1156 Sayılı Kararında özetle;
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi …tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak imza itirazında bulunduğu, mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak imzaya itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
İtiraza konu imza üzerinde yapılan incelemeye dair olarak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 03.12.2015 havale tarihli raporda; inceleme konusu senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde bir tespite gidilemediğinin belirtildiği, alacaklı vekilinin 19.01.2016 tarihli son celsede, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebini ileri sürerek rapora itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan raporda, imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiş, ispat külfeti kendisinde olan alacaklı ise yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını istemiştir.
Bu durumda, mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı gözetilerek, uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yolundaki talebi göz ardı edilerek, kesin kanaat içermeyen mevcut rapor hükme esas alınarak, borçlunun imzaya itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç olarak; Mahkemece hükme esas alınan raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, ispat külfeti kendisinde olan alacaklı ise yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını istediği, bu durumda, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı gözetilerek, uzman bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, alacaklı vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yolundaki talebi göz ardı edilerek, kesin kanaat içermeyen mevcut rapor hükme esas alınarak borçlunun imzaya itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
