YARGITAY KARARI – Adli Belge İnceleme

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 10.06.2014 tarihli 2014/14886 Esas ve 2014/16879 Sayılı Kararında özetle;

 

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi . .. .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun İİK’nun 168/4.maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak, imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır. Cumhuriyet Savcılığı tarafından Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarından alınan 05.12.2013 tarihli raporda senetteki imzanın mümkün ve muhtemel M.. K..’ın elinden çıktığı, mahkemece grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişiden alınan 24.12.2013 tarihli raporda da senette M.. K.. adına atılı borçlu imzalarının M.. K..’ın eli mahsulü olması mümkün ve muhtemel olduğunun bildirilmiş olmasına rağmen, itiraz üzerine mahkemece Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 17.02.2014 tarihli raporda ise imzanın borçlu M.. K..’ın eli ürünü olduğunu gösterir bir bulgu saptanmadığı yönünde görüş beyan edildiği, mahkemece, imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığının alacaklı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle raporların borçlu lehine yorumlanarak imza itirazının kabulüne karar verildiği görülmüştür.

Somut olayda imza incelemesi ile ilgili savcılıkta aldırılan rapor ile mahkemece grafoloji ve sahtecilik uzmanından aldırılan 24.12.2013 tarihli rapor aynı yönde olmasına rağmen, itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu‘ndan alınan raporda imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu gösterir bulgu saptanmadığından raporlar arasında çelişki oluşmuştur. O halde, ispat yükünün alacaklıda olduğu ve alacaklının çelişkiyi gidermek üzere yeni bilirkişi incelemesi istediği nazara alınarak çelişkinin giderilmesi için mahkemece uzman bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.”denilerek bozma kararı verildiği,

Özetle; savcılık ve mahkeme tarafından alınan imza inceleme raporları imzanın sahte olduğunu belirtirken, Adli Tıp Kurumu’nun raporu imzanın borçlunun kendi imzası olduğuna dair bir kanıt bulamamıştır. Bu durumda, raporlar arasında bir uyumsuzluk vardır. Alacaklı, ispat yükümlülüğü altındadır ve uyumsuzluğu ortadan kaldırmak için yeni bir bilirkişi incelemesi talep etmiştir. Bu nedenle, mahkeme, uyumsuzluğu çözmek için uzman bilirkişilerden oluşan bir heyetten yeni bir rapor istemeli ve raporun sonucuna göre karar vermesi gerekirken mahkeme, yetersiz bir inceleme yaparak hükmü vermesi yerinde olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Similar Posts