YARGITAY KARARI – ADLİ BELGE İNCELEME – Kesin Kanaat İçermeyen Rapor
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 14.02.2018 tarih, 2016/27580 Esas ve 2018/1288 Sayılı Kararında özetle;
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak imza itirazında da bulunduğu; mahkemece, imza itirazının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İtiraza konu imza üzerinde yapılan incelemeye ilişkin olarak,… Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 22.02.2016 tarihli raporda “…imzaların …’ın eli ürünü olabileceği“, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 31.05.2016 tarihli raporda; “sözkonusu imzaların isim yazısı ile birlikte değerlendirildiğinde kuvvetle muhtemel …’ın eli ürünü olduğu …” belirtildiği, borçlu vekilinin, 19.07.2016 tarihli duruşmada yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep ettiği görülmüştür.
Dosya arasında bulunan raporlarda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiş, borçlu vekili ise yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Bu durumda, mahkemece, adli belge inceleme – grafoloji alanında uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin kanaat içermeyen ve dolayısıyla uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte bulunmayan rapor hükme esas alınıp, yorumlanarak imzaya itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç olarak; İtiraza konu imza üzerinde gerçekleştirilen incelemeler neticesinde, Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’nin 22.02.2016 tarihli raporunda imzaların ilgili şahsın eli ürünü olabileceği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nin 31.05.2016 tarihli raporunda ise söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel olarak ilgili şahsa ait olduğu ifade edilmiştir. Borçlu vekili, 19.07.2016 tarihli duruşmada yeni bir bilirkişi raporu talep etmiştir. Mevcut raporlar, imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda kesin bir görüş sunmadığından, mahkemece adli belge inceleme ve grafoloji alanında uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir kuruldan rapor alınması gerekirken, kesin kanaat içermeyen mevcut raporlar hükme esas alınarak imzaya itirazın reddi yönünde karar verilmesi usule aykırı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verildiği görülmektedir.