YARGITAY KARARI – ADLİ BELGE İNCELEME – Kesin Kanaat İçermeyen Rapor
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 15.06.2017 tarih, 2016/17438 Esas ve 2017/9480 Sayılı Kararında özetle;
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak imza itirazında bulunduğu; mahkemece, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 10.03.2016 tarihli kesin kanaat içermeyen rapor hükme esas alınarak talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İtiraza konu imza üzerinde yapılan incelemeye ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 10.03.2016 tarihli raporda; “İstem doğrultusunda imza yönünden yapılan incelemede inceleme konusu senette … adına atılı basit tersimli imzalar ile …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’ün eli ürünü olduğu” belirtildiği, borçlu vekilinin, 24.03.2016 tarihli dilekçesi ile yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiğini ileri sürerek rapora itiraz ettiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nden alınan raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiş, borçlu vekili ise yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Bu durumda mahkemece, bahsi geçen rapor hükme esas alınmak suretiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nden alınan raporun bu hali ile kesin kanaat içermediğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı açık olup; söz konusu raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından kesin kanaat bildirmeyen mevcut rapora göre sonuca gidilemez. Zira, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin imza incelemesinde son mercii olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır (HGK.’nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-282 sayılı kararı).
O halde mahkemece, grafoloji ve yazı bilimi dalında uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin kanaat içermeyen ve dolayısıyla uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte bulunmayan rapor hükme esas alınıp imzaya itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir denildiği,
Sonuç olarak; Mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nden alınan raporun imza incelemesi açısından kesin kanaat içermediği ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı, söz konusu raporun bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceği ve bu rapora göre hüküm tesis edilemeyeceği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nin imza incelemesinde son mercii olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmadığı, mahkemenin, imza incelemesi için grafoloji ve yazı bilimi dalında uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınmak suretiyle karar vermesi gerekirken eksik inceleme yapmak suretiyle verilen kararı bozulduğu görülmektedir.