YARGITAY KARARI – HUKUKİ EHLİYET – Eksik İnceleme
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından verilen 17.02.2015 tarih 2014/18917 Esas ve 2015/2081 Sayılı Kararında özetle;
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan kredi sözleşmelerine davalının kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil, davanın süresinde açılmadığını, bankaya güvenerek sözleşmelere imza attığını, bir kısım ödeme yapıldığı takdirde kefilliğinin kaldırılacağının bankaca taahhüt edildiğini, buna istinaden ödemeler yaptığını ancak kefilliğinin kaldırılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, kredi sözleşmesine kefil olan davalının iddialarının yerinde olmadığı, kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte davalının akıl sağlığının yerinde olduğu, dava aşamasında bunun ileri sürülmesinin yargılamayı uzatmaya matuf olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 28.949,77 TL asıl olmak üzere toplam 41.382,62 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, yargılamanın devamı sırasında sözleşme tarihleri itibariyle hukuki ehliyetinin bulunmadığını iddia ederek kendisine bunama ve alzheimer hastalığı teşhisi konulduğuna dair hastane raporunu sunmuştur. Bu durumda, mahkemece, dava konusu kredi sözleşmelerinin imzalandığı 12/05/2005, 12/12/2006, 14/09/2007 tarihleri itibariyle davalının hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınıp, raporun sonucu doğrultusunda davalının sorumlu olduğu sözleşmeler nedeniyle alacak tutarının hesaplanarak varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirdiği,

Hukukta ehliyet Türleri
Hukuki işlem ehliyeti şartları
Hak ehliyeti ve fiil ehliyeti arasındaki farklar
Sonuç olarak; Mahkemenin, davalının hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığını kesin olarak belirleyebilmesi için davalıdan, hangi tarihten itibaren bunama ve alzheimer hastalığı teşhisi konulduğuna dair belge talep edilmesi, hastalığın seyri ve bu seyrin davalının hukuki ehliyetini nasıl etkilediğine dair doktor raporu istenmesi, davalının sözleşme imza tarihlerinde hastalığının hangi aşamada olduğuna dair bilirkişi incelemesi yapılması, davalının yakınlarının ve tanıdıklarının, sözleşme imza tarihlerinde davalının zihinsel durumuna dair beyanlarının alınması, davalının tıbbi geçmişi ve sunulan belgeler ışığında, bilirkişi incelemesi yaptırılarak sözleşme imza tarihlerinde davalının hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair kesin bir görüş alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verildiği görülmektedir.