YARGITAY KARARI – ADLİ BELGE İNCELEME – Adli Tıp Kurumu Son Mercii Değildir – Eksik İnceleme
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 30.04.2013 tarih, 2013/6830 Esas ve 2013/16469 Sayılı Kararında özetle;
Davacı 25.05.2009 vadeli 30.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte keşideci senetteki imzaya itiraz etmiş, mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen rapor esas alınarak itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda grafolog bilirkişi…tarafından düzenlenen 27.05.2012 tarihli raporda; bonodaki imzanın borçluya ait olmadığının bildirildiği, alacaklının itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 19.10.2012 günlü raporda ise, imzanın borçluya ait olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinden alınan rapor hükme esas alınarak itirazın reddine karar verilmiş ise de, raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından bu rapora itibar edilerek sonuca gidilemez. Zira Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi imza incelemesinde son merci olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-282 sayılı kararı).
O halde, mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç olarak; Mahkemece Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinden alınan raporun hükme esas alınması doğru değildir. Çünkü bu rapor, Yargıtay içtihatlarına göre diğer raporlardan üstün sayılmaz. Ayrıca bu şube, imza incelemesinde son sözü söyleyen bir kurum olarak yasal olarak tanınmamıştır (Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-282 sayılı kararı). Bu nedenle, mahkemece raporlar arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak için yeni ve uzman bilirkişilerden oluşan bir kuruldan görüş istenmeli ve elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği bozma gerekçesi yapılmıştır.